15.01.2020

tekirlesiyah

Niye böyle oluyor ya?

Sabahtan beri -sabahtan beri dediysem saat 07:39'dan beri- odaklanamıyorum. Çalışmam lazım içimde istek yok. Dışımda da istek yok. Depresyona mı girdim nedir?

Youtube'da podcast yapasım var, ama yanıma yandaş bulamıyorum.

Same shit everyday.

Eskiye özlem dedikleri nostaljik moda girmiş olabilirim.

Haa bir de uyuyamıyorum, sebebi belli, kedi.

Belki biliyorsundur, evde 2 tane kedi var bizim. Sokak kedileri. Geçen yıl 4 ya da 5 haftalıkken aldık. Gelmiş anası veterinerde doğurmuş 4 tane yavru. Napsak napsak diye düşünürken, alalım bakarız evde dedik. 3 oda 1 salon salomanje eve iki tane kedi sığdıramayacak mıyız ulan falan dedik. İki tanesini aldık. Birisi gri kızıl siyah tekir, birisi siyah ağırlıklı kızıllı grili üç renkli. İsimleri de Tekir ile Siyah. Nasıl? Kafa karışıklığı yok. Zaten binlerce şey düşünmem gerekirken bir de kedilerin adı neydi diye düşünemezdim açıkçası. Zaten hanım da isimlendirme konusunda bir yorum belirtmedi. Adları böyle kaldı. İç-dış parazite götürmüştük, isimleri ne diye sordular. İsim yok ki, yaz dedim, Tekir ile Siyah.

Neyse efenim, yine bilenler bilir, bilmeyenler de öğrensin, tekir kediler ekstra hareketli üç renkli kediler de ekstra insancıl olur derler. Deneyimlerimize dayanarak söylemeliyim ki evet öyle.

Kahve hazırmış, gidem de kahve alam.

Aldım geldim.

Ergenlik triplerine girdi hanımefendiler. Arkadaş mauav nedir ya. Kedisin sen ya. Şimdi tabi dişi kedilerin erkeklere olan daha yakın hisleri başlarda hoşuma gitse de, zamanla -özellikle de ergenlik dönemlerinde- biraz bezdiriyor sevgili günlük. Dün gece ikiye kadar hanımefendilerle salonda uyuduk. Bırakmıyorlar gideyim yatayım. Birisi gelmiş ayak ucuma kıvrılmış, birisi gelmiş kolumun üstüne yatmış. Kalkıyorum tuvalete gidiyorum, peşimde, kapıyı kapatıyorum, “maav aç kapıyı”, açıyorum hop lavaboya, “maav su”, su açıyoruz, salona gidiyorum, “maav”, televizyona bakayım, “maav”, uzanayım şurada, “maav uzan da yatayım üstüne” velhasıl 2 miydi neydi baktım uyuyorlar, kaçar gibi kaçtım yatak odasına. Sabah kadar “maaav” gene.

Bence sorun yok da, komşular çıkıp da kedileriniz çok bağırıyor falan derse adama atacağım kafadan endişeleniyorum, zira toleransım azalıyor herşeye.

Bir kitapta okumuştum, kediler için, diyordu ki, “Onların gözlerinde büyüler vardır”. Bir de Leonardo Da Vinci mi sürüyordu neydi, o demiş, “Kediler doğanın şaheserleridir”. Gerçekten kedi enteresan hayvan.

Neyse, kedi yazısı yazmayacaktım, aslında canım bile sıkkındı, bişeyler yazınca biraz can sıkıntım geçti.

Oturayım da çalışayım.

Aha bu da şarkı.

Hiç yorum yok: