18.07.2008

Kötü Ayı Kemalettin

Sevgili günlük,

Şu aşı olayının her yere uygulanabilirliğini sorgulayacağız bugünkü zırvamızda.

Aşı bilindiği üzere zayıflatılmış mikrobun vücuda enjektasyonuyla (bunu şimdi uydurdum, bişey diyenin tiz kellesi vurula, imdi.) narin ve nazik vücudumuzun, o zayıflatılmış mikrobun ağababalarına karşı direnç kazanmasını bir nevi anarşik olmasını sağlamak için yapılan bir tıp olayıdır.

Misal kutup ayıları.

Yani eğer mikroplarda işe yarıyorsa, onlar da hayvan bunlar da hayvan şeklindeki hastalıklı tümevarımdan hareketle, var mısın yok musun, o halde kutup ayılarında da işe yaraması lazım, değil mi ama?

Bu yüzden sarhoş edip ayyaş edip zayıflattığımız şu güzide kutup ayımızı, şu hiçbir şeyden haberi olmayan gencecik körpecik genç kardeşimizin üstüne atıyoruz. Hoop attık.

- Anağm ayı.
- Ayı değilim ben tontiş, kutup ayısıyım ben. Hıck.
- İmdat.
- Yahu ne kadar çok bağırdın tombik, kaç kişisiniz siz?
- Sarhoşsun sen, bunları sonra konuşalım.
- Buralarda bedevi gördün mü hiç?
- Cıks.
- Deve de olur.
- Görmedim. Şu anda zaten korkudan altıma yapmak üzereyim, bilmediğim bir yerde sarhoş bir kutup ayısıyla konuşuyorum, Allah’ım bu ne ya.
- Kırıyorsun beni kuzucuk. Burası da amma sıcak. Senin karbon ayak izin ne kadar?
- Neyim?
- Küresel ısınma diye bi şey var ya, hiç haber falan okumaz mısın sen?
- Ha evet.
- Ha evet tabi, işine gelince ha evet. Küçük tatlı pembe panjurlu bir buz dağım vardı uleyn benim, nedeğğn nedeeğğn?
- ?
- Alaska’da bir kıyı buzulu tutacaktım. Yazları oraya gidecektim. Nuraaağğğnn. Nuran'ı getirin, Nuraaağğnn.
- Nuran m? Adın ne senin?
- Kemalettin
- Ney?
- O kopan buzul aldı götürdü seni benden Nuğraağğn, nerdesin Nuran?
- İyi misin? Su ister misin?
- Böhühüüüüüüeeeöööö, ay pardon kustum galiba.
- Mühim değil, ee?
- Zaten babası da karşıydı aşkımıza, sevmiyordu beni, işsiz mişim, elim ekmek tutmazmış, ne ekmeği be ekmek mi yiyoruz biz? Gerizekalı moruk, ayırdı bizi. Bir gün buzullarda gezmeye gitmişler, akşam dönerlerken Nuran yokmuş yanlarında, Nurannnnn. Hangi sıcak su akıntısı aldı götürdü seni benden, Nuğrann?
- Yahu bunlarda sarhoşken hiç çekilmiyorlarmış.
- Hı? Bişey mi dedin?
- Hı yok.
- Beğenmediysen yiyiym seni?
- Yok yok iyi böyle, ee?
- Evim de eridi gitti, bi sabah bi kalktım, ulan sular içindeyim.
- Aaaaa?
- Yaaa, hiçbişeyim kalmadı, her şeyim mahvoldu, yeni bi ses sistemi kurmuştum, plazma almıştım, karşısında oturup dünya kupası maçlarını izlicektim. Hayallerim vardı? Nuraann? Neden ayırdın bizi nedeeen?
- Nese vakit dolmadı mı hâlâ, ben çıkiim artık.
- Noldu, sen de hoşlanmadın değil mi benden, babası da böyleydi işte, sevemedi beni, Nuran? Bu adam da sevmiyo beni, aşkımıza herkes karşı, ama ben direneceğim. Bhöühüüööüüüeeöööö, ay gene kustum galiba ben.
- Oldu artık.

Evet, konuyu özellikle kutup ayıları üzerinden döndürdüm ki, sınırlı sorumlu sorunlu blog olaraktan çevreye olan hassasiyetimizi pekiştirelim. Pekiştirdik mi, pekiştirdik, peki.

Hadi ben gittim o zaman.
:)
Şarkı var bi tane acayip ötesi süper deli bir şarkı. "Avenged Sevenfold"dan geliyor. "Darkness Surrounding"
süpppper.
Kimsenin alınmaması için Nurangillerden ve Kemalettingillerden özür diler, bunların sadece öylesine atılmış isimler olduğunu belirtmek isterim, çünkü deliyim.
:)

Hiç yorum yok: