3.04.2010

Konfor alanımın yüzölçümü aslında o kadar da...

Sevgili günlük, geçen günlerden bir gün [mesela 2 gün önce olabilir] bir eğitime katıldım. Eğitimin konusu kişisel imajla alakalıydı. Ancak kafamda "konfor alanı" kavramı acayip şekilde yer etti. Hatta çok koydu diyebilirim. Okuduktan sonra size de koyma ihtimali olduğu için okumadan önce bu tip koymalardan rahatsız olabilecek bir yapıdaysanız hemen bu blogu terk ediniz. Ettiniz mi?

- Etmediniz sanırım hala?
- Ettik.
- Tamam, ironik diyalog yazmasan olmaz zaten.
- Kim?
- Oo hem de şizofrenik, neyse.

Sosyal sorumlu blog olmanın verdiği manyaklıkla sizlere bugün "konfor alanı" kavramından bahsedeceğim. Nedir konfor alanı, ne değildir, yenir mi, içilir mi, falan filan.

ÖNEMLİ: Bi'de var ya, not olsun bu arada, az önce meyveli maden suyu içtim, şu ülkemizdeki freşa sorumsuzluğundan sonra içime "acaba ölecek miyim", "şu an midem eriyor olabilir mi" diye bir kurt düştü, ulan şaka maka ağrıyor da ha. Lann! [Beni tanıyanlar eğer 2 3 saat içinde bi' yazı daha yazmazsam büyük ihtimalle ölmüş ya da ölüyor olabilirim, evden cepten bi'şekilde ulaşın evdekileri uyarın.]

Konfor alanı; insanın kendini en rahat hissettiği, olmaktan memnun olduğu, değiştirmeye çalışmadığı durumdur. Ne mesela? Hocam gerçek hayattan örnekler verseniz biraz. Tamam çocuum dinle. Mesela, öğlen yemeklerini aynı yerde, aynı masaya gidip mi yiyorsun? Ya da iş çıkışı arkadaşlarınla hep aynı yerde buluşup, aynı yemekleri mi yiyorsun? Ya da boş zamanlarında aynı kişilerle görüşüp aynı şeyleri mi yapıyorsun?... gibi gibi. İşte bunlar senin konfor alanından çıkmadığını gösteren belirtilerdir.

Dikkat süpermotto geliyor; "Konfor alanından çıkmayan insan, kendini geliştiremez."

Çünkü hep aynı, hep aynı, hep aynı, ve sen bundan memnunsan olayın bitmiş demektir...

Yapılacaklar basit; yaptıklarını değiştir. Kendinden farklılaş.

Dipnotdediğindipteolur: Eğitimden çıkınca, her zaman gittiğim ekvator'a gidip, her zaman yediğim chicken/beef wrap'ı yemek için sipariş vermek üzereyken, aklıma geldi, kalkıp gitmek olmayacağı için, wrap yerine "chicken noodle" söyledim.

Sonuç; mide enfarktüsü. N'oldu ama; bak anlatacak bi'şeyimiz daha olmuş oldu insanlara. Hem de yıllardır Seinfeld'de [ki aslında gıcık olduğum bir diziydi] zırt pırt yenen şu noodle'ı bir de yakından yemiş olduk. Sevdik mi, hayır.

Yani; zaman zaman farklılaşmak iyidir.

Hiç yorum yok: