Eve nasıl girmiş olduğunu bilmediğim aloe jojoba'lı bir şampuan var. Yoğun ısrarlar üzerine (ulen ne ısrarı başka şampuan yok evde) şampuanı kullanmaya başladım. O da hayrı bi hilginç. Kullanmaya başladıktan sonra geçen gün annem "oğlum senin saçlarını döküyor bu şampuan galiba" dedi. (E alıyorsunuz bilmediğiniz şampuanları böyle olur tabi, anaam genç yaşımda kel kalacam vay ben ölem, vay aman dağlar oy ben nidem, nirelere gidem. :] Vay ben niye gülüyom.)
Ondan sonra, saçları döküldüğü için kafasını kazıtan ama bunu aslında şekil olsun diye yaptığını savunan insanlar kategorisine girecem yakında. Oley çok mutluyum. (niye ki?)
Ulen dün armut yedim. Bi ısırdım içerden minik çapta bi tünel çıktı, sanırım tünel sahibini yemiş olabilirim. Çünkü herhangi bir canlıya rastlayamadım tünelin içinde. Bühühü.
Zodyak yılı ne lan?
Bugün ilkokul öğretmenim aradı. Herhalde 4 5 yıldır görüşmüyorduk. Keyifsizim be Cumhur dedi. Kocası vefat etmiş. Rahatsızmış. "Hocam" dedim, "V ile her görüşmemizde ah diyoruz hocaya da gidemedik bi türlü diyoruz", dedim. (Sonra da böyle düşük bir cümle kurunca lafı yerim artık diye beklemeye başladım :] ) "Aaa o da evlenmiş aldım haberini" dedi. "O zaman gelini de getirelim" dedim gülümser bir ses tonuyla. "Sende var mı bi'şeyler dedi". "Yok daha" dedim. "Aman aman iyi boşver." dedi. Kendime not: Bi'ara hocayı ziyarete git. ok.
Ondan sonra benim uykum geliyor yavaştan.
Ondan sonra da onbir.
Passenger'dan Anders Friden söylüyor, "Just the Same" diyor.
(Kendisini severiz. Aslen In Flames'in solistidir ama Passenger da hariçten gazel okuduğu başka bir gruptur.)
Oldu.
Bi'de bu var. Biraz da bundan al. N'olur bak valla arkandan ağlar.
Passenger - In Reverse
Neyse ben gidiym.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder