25.05.2010

Service unavailable

Sevgili günlük, sana bu satırları ipodumdan yazıyorum. Saat 18:13. Önümdeki adam 3 kere hapsirdi. Aha 4 oldu.

Şimdi de klima çalıştı. Sadece ses harbiden. Bir soğukluğu yok henüz.

Canım sıkkın, acayip de yorgunum. Fultayim toplantilar arası gelgitler yaşamamı müteakip serviste de sıcak ve karın ağrısından muzdarip bir haldeyim. Istırap çekiyorum hüleyin!

Aslında yazacaklarımın hiçbir anlamı olmayacak bastan tüyoyu vereyim de sonra papaz olmayalım.

Yaklaşık 40dakika sürecek olan yolculuğumuzun başlarında "köprü yolu sevgi ve sadakat dolu" mottosundan hareketle tüm metal yığınlarının ırmak kıvamında aynı yöne doğru aktığına şahit olmaktaydık. Ve ben de bu ipodun klavyesine iyiden iyiye alışmaya başlıyorum. Vasıta: Fullmetalcekıt. Lan çok sıcak. Ateşten goynek nokta kom.

Şoförün hergunku statik sorunsalı: acaba ek şerit tıkalı mı? Görünüyor mü nasıl acaba? Girsek mi? (bir çılgınlık edip gireyim mi?) lan giriyosan gir manyak mıdır nedir müdür müdür müdür?

Telefon geldi sanırım ek şeritten gidecez. Hadi hayırlısı bakalım. Aa yok lan girmemisiz. Ek şerit de bi' akıyor ki sorma. Ama ben dedim benim örümcek ağı teoremine biraz baksaydı bilirdi ki ek şerit bugün açık.

Lan zaten enerjim bittibitiyornoktacom, son kalan seker partiküllerimi de şu gereksiz yazıyı yazmaya harcıyorum. Aptal olcam lan, kitlenip kalıcam simdi yetersiz sistem kaynakları yüzünden.

Aha. Köprüde durduk boğazı izliyoruz, ne mes'ut bir an. Aha ek şerit de tıkandı, böylece benim teorem de g*tten atılan teoremler cehennemine doğru yatay atışa gecti.

Saat: 18:31 hala koprudeyiz. Geçmeye çalışıyoruz. Durkalkdurkalk lan midem bulanmaya başladı. Uyiim mi ben sevgili ipod. Bensiz kalabilirsin değil mi? Ahah herhalde.

Oldu o zaman evden yollarım seni bloga hadi kendine iyi bak.

iPod'umdan gönderildi

Hiç yorum yok: