[Ah dipnot çok yanaraktan: "Neden o zaman Türkçe müzük dinlemiyorsunuz efenim siz de sanki biraz işkembeden sallıyor musunuz n'apıyorsunuz?" diye sormayın lütfen. Dinliyoruz efenim Türkçe müzük de dinliyoruz da, az dinliyoruz. Neyüse.]
Ne diyordum, evet, sevdiğimi söyleyemem İngilizceyi, ama şarkılara en çok yakışan dilin de İngilizce olduğu kanaatindeyim. Evet kanaat.
Mesela bazı kelimeler acayip, şarkıda duydum mu şöyle üzerine basıla basıla söylendi mi, o şarkı benim için diğerlerinden bir ayrılıyor şöyle, 3 adım öne çıkıyor.
Misal bir chest, sonra bir betray, sonra bir blood, sonra bir out, misal bir again, sonra bir cut...
Şimdilk aklıme gelenler bunlardı bakayım ilerde nasılsa gene gelir gene yazarım, bu da böyle bi' manyaklık işte.
Bak "Chevelle" yeni singıl çıkartmış, hemen aradılar, abi yeni singıl çıkardık bak muhakkak dinle dediler, çok efendi çocuklar ama cidden ararlar sürekli falan bayramlarda falan, geçen gelmişler ben yokmuşum evde bizimkilerle bir sohbet bir muhabbet, tabi, diyeceksin ki Türkçe'yi nereden öğrenmişler, o da atmasyonun desteksiz boyutu olsun.
Bak geliyor, "Jars" [Böyle bir küresel ısınmaya dikkati çekelim demişler. Aferim diyoruz kendilerine.]
Ah bir de hold.
2 yorum:
kanaat üsküdarda on numara bi lokantadır efenim.
cımbız da küçük şeyleri tutmakta kullanılan bir aletçik.
cımbızlamak da burdan geliyor işte.
Ah öyledir efenim :]
Zaten bir ona, bir size, bir de cımbızınıza kurban.
Yorum Gönder