27.08.2009

Tıbbi şuur kaybı

Yahu sevgili günlük, "Ey aşk neredesin" diye mirkelam şarkılarından fırlamış bir dizi başlamış ateve'de, nekkadar hoşlaştım izlerken bir bilsen inanmazsın, bayağı bayağı hoş bir dizi.

O değil de, tatil anılarımı yazsaydım bir yerlere keşke demeye başladım günlük, bu bir pişmanlık mıdır? Çünkü bazı yerlerde o kadar gariplikler, ilginç muhabbetler oluyordu ki o anda aha bak bunu unutmamalıyım deyip kafamda tutmaya çalışıyordum ama buharlaşan beynimle birlikte tüm hepsi uçup gidiyordu aklımdan, şimdi şimdi yeni yeni hatırlar gibi oluyorum.

Neyse ne diyorduk, hah, bak çok ilginç mesela bu yarı iletkenler akımı tutarak bilgiyi de saklıyorlar ya içlerinde, bak bu beyin de onun gibi, lan manyak mıyım neyim zaten öyle şimdi mi anladım bunu, o kadar yıl oku oku sonra gel bunları de, hiç yakışıyor mu hiç yakışıyor mu. Ah efenim eskiden hep yeşillikti buralar tabi oksijen de bol ooh çek babam çek, ne zaman müteahhitlik müessesesi imar oldu mertlik bozuldu. [Ovv beklenmedik kelimeler geliyor ardı ardına.]

Neyse, ne diyorduk, hah, tatildeyim, şezlongda yatmış güneşin zararlı ışınlarından saklanmaya çalışıyorum şemsiyenin altında, denizden esen bir meltem yeli, hatta elimde de naneli limonata. [Antalya'da 5 lira alıyorlar efenim bir bardağına resmen kazuk.] İster istemez etrafta konuşulanları duyuyorsunuz efenim kulak yani bu da, duyuyor.

Önümde teyzelerin göğüs bakımları ile ilgili süper bilgilerini bağıra bağıra kümes kahkahaları eşliğinde paylaşmaları merakımı celbetti. Dinlemeye başladım. [Acayip şeyler öğrendim bu arada, ama ne kadar doğrudurlar bilmiyorum.]

Aa bi' dakika yahu, Antalya'da olmadı ki bu, Ekincik'te oldu, tüü iyice bunadım valla.

Ne diyorduk, hah, sonra efenim bizim mahalle eskiden hep böyle tek katlı iki katlı müstakil evlerden ibaretti, komşuluk vardı azizim o zamanlar. Sonra tabi ehonomik sebeplerden dolayı millet evini müteahhitlere vermeye başladı, hop diktiler apartımanları en saf çocukluk duygularımızın üstüne üstüne.

Neyse, ne diyorduk, hah, şimdi bu teyzeler başladılar, ayrık olunca daha iyi oluyormuş, böyle bir soğuk duş, sonra bir sıcak duş, sonra buz gibi duş yapınca saat yönünde masaj yaptıktan sonra haykel gibi oluyorlarmış [sanki çeliğe su veriyor, martensit yaa yürü], yanlardan sıkan sütyen takmak lazımmış falan, bir de yandılar mı biraz oooh. [lan neler anlatıyorum ben :] ]

Neyse çelik dedim de aklıma geldi, bir çelik vardı bir zamanlar ne oldu ona? Dost tarikatı mıydı, dost hareketi miydi neydi bi' işlere bulaştıydı. Halbuki biz ne sevmiştik seni sarı bandanalalı dum kah kah'larınla. Dum kah kah, kah kah.

:]

Hiç yorum yok: