8.09.2009

Koordinat bildiriyorum

Dün neredeydik, bugün neredeyiz.

Yine dün olduğu gibi saat 22:00'de ablamın evinden çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Yahu günlük bakıyorum da hiç bir fark yok aslında hayatımda giydiklerimden başka, bir de yolda karşılaştıklarımdan. Onlar da fark mı dersen zaten çoğunun da farkında değilim, ne de onlar benim farkımda, ne de ceviz ağacısın sen Gülhane Park'ında.

Evden çıkıp yokuşun başına doğru ilerlerken telefonum çalıyor, ilginç, bakıyorum ablam, "Dur" diyor, duruyorum. "El salla" diyor, sallıyorum. Sevgili küçük yeğenime el sallıyorum, mutlu ediyorum onu. Öyle, el falan sallıyorum, mutlu ediyorum. El falan. Mutlu.

Yola çıktığımda elindeki çakmaklara gaz aerosolünü ağzına tutup tutup çeken bir çocuk yaklaşıyor kulağımda kulaklıklar "misled" dinlerken, çok da duymuyorum ne dediğini, "Abi sigara var mı be?" diyor. "Yok be güzelim" diyorum, durmadan yürüyorum. Düşünüyorum da olsa da vermezdim diyorum kendi kendime.

O siyah köpek yaklaşıyor yine karşıdan, dün de bu saatte buradan geçiyordum, o da dün de bu saatte buradan geçiyordu, birbirimize bakmadan geçtik gittik. Dün de öyle yapmıştık. ama dün bir çocuk vardı, köpeğin geldiğini görüp yolun iyice kenarına doğru kaçmıştı. Bugün yoktu.

Bir kız geliyor karşıdan, dar kaldırımda gayri ihtiyari karşılaşıyoruz, yüzüne bakıyorum, o an göz göze geliyoruz, o elindeki anahtarı yere düşürüyor, ben de durmadan devam ediyorum. Kaldırımda ayağım kayıyor benim de, düşeyazıyorum.

Aaa burası ne zaman açılmış diyorum geçerken o koskocaman dükkanı görünce, sonra da aa burası ne zaman kapanmış.

Köşedeki büfenin yanından geçerken salçalı suyun içinde dönmekten artık karakterini kaybetmiş sosislerin bayık kokusu geliyor burnuma, uzaklaşıyorum hızla.

Eve yaklaşıyorum. Karanlık ara sokaktan geçerken yerdeki su birikintilerine basmadan geçebilmek için akla karayı seçiyorum, ama başarıyorum.

Merdivenleri çıkarken yandaki köpek koşarak geliyor, ama ben kapıyı kapatmak için hamle yapınca duruyor, bakıyor, arkasını dönüyor. İşte bu hayal kırıklığıdır. Ben de o arkasını dönünce kapıyı kapatıp içeri giriyorum. İşte bu da hayal kırıklığıdır.

Dün de buradaydık, bugün de buradayız.

- Alo, ben geldim.
- Tamam.

Hiç yorum yok: