Lan bir de hebirnebir ayağına işkilleniyor insan, ulen burnum akmaya da başlarsa direkman ofsayt. Acile macile de gitmeye çekiniyor insan. [Buradaki insan benim] Neden? Çünkü bugün haberlerde izledim, az bi' hapşuran, az bi' burnu akan acile gidiyormuş. Vıyır vıyır aciller. Hastalık kaynıyordur olm şimdi oraları, sağlam adam gitse muhakkak birinden bi'şey bulaşır hastalanır. Sakat.
Lan bize niye İkeğa kataloğu getirmiyorlar?
Şu göbek bölgemde oluşmaya başlayan tekerlekten acilen kurtulmam lazım günlük, abrakıt almayı düşünüyorum kendime, bakalım üşenmezsam alacağım. Acayip bi'şey o abrakıt. Bir de koşayım diyorum hafiften akşamları. Ya da bunları tamamen şimdi kafa bi'dünya ya ondan düşünüyor da olabilirim, iyileşince hepsini unutabilirim. Ama buraya yazdığıma göre unutsam da hatırlarım. Ama yine üşeneceğim için çok dikkate almayabilirim.
Ha bak ne diyeceğim, ben sürücü kursuna başladım. Daha doğrusu bayağı önce başlamıştım, hatta sınava bile girdim. Gerçi hiç çalışmamıştım, öyle sallana sallana gittim girdim. Önümde oturan çocuk arkasına dönüp, "İlk girişiniz mi?" dedi. Ulen bi'işkillendim şimdi, "Evet" dedim, "Neden?" "Benim ikinci girişim de" dedi. "Yaparsınız ya" dedim "ne olacak."
O kadar sıkılmış olmalıyım ki artık, o kadar da çok ciddiye almıyorum hiçbir sınavı.
2 haftadır da direksiyon eğitimleri var. Gidip yarımşar saatten bir saat ehliyetsiz araba kullanıyorum yollarda haftasonları. Ama sıkıyor artık. Hem yazılı sınavdan geçemeyince direksiyon sınavına girilmiyormuş. Ya o zaman bi' netleşseydi yazılı sınav, boş yere haftasonumu neden kesintiye uğratıyorsunuz ki? Şimdi git 3 4 hafta böyle ondan sonra hop noldu yazılı sınavdan geçememişsiniz direksiyon sınavına giremiyorsunuz. Olur mu lan? Ne olacak benim 4 haftasonumun ortalama 1 saatten 4 saati?
Bugün gitmedim zaten. Dedim ya, dayatmalardan baymış durumdayım.
Hayatımın dizginleri elimde değil benim, gemi azıya almış şekilde koşturuyor kontrolsüz. Beni de peşinden sürüklüyor. Eskiden derdim ki "yaşam koçu" nedir lan, ne saçma meslek. Şimdi yaşam koçu arıyorum beni çekip çevirecek.
Anneme bugün, "Anne beni havuza yazdırsana" dedim, oturduğum koltukta bir ayağımı diğer ayağımın üzerine koyup ikisini birden yukarı kaldırıp indirerek 2 3 defa sallana sallana. O da "Üstüme iyilik sağlık" dedi, "oğlunuz kaç yaşında dediklerinde ne diyeceğim?" dedi. "28 diyeceksin" dedim, "koskoca kadın yalan mı söyler?" dedim. O da "Hanım hanım koskoca çocuk kendi gelemiyor mu demezler mi?" dedi. "Zeka yaşı 10 daha dersin" dedim. "Hem de üşeniyor." Güldük falan, ama yazdırmayacak herhalde.
Hayat gerektiğinden fazla sistematik.
Araba alacak olursam da kesinlikle sıfır araba almam diye düşünüyorum. Külüstür döküntü bi' tane alırım ki rahat rahat sağa sola çarpabileyim. Baktım çok mu hasar var, pert mi oldu araba, bırakır giderim orada. Ne uğraşıcam. Arabaya sigorta mı yapılır lan? Her şeyimiz garanti de, bi' arabanın garantisi eksik.
Bak bi'şey diyeyim, grip olup da bile bile başkasına bulaştıran insan en aşağılık insandır.
Ve bak şuraya yazıyorum, aslında o kadar da matah bir geleceğimiz olmayacak...
Al bu da şarkı. Evir çevir dinle.
punkrock'un ne kadar da güzel olduğunu unutmuşum da hatırladım da ondan böyle iki üç posttur gidiyor şarkılar.Ama bu da geçer zamanla unutulur her şey gibi bu mesut günlerimiz de çünkü hayat her daim bir devinim içindedir ve çoğu zaman da sana unuttuğun yerlerden sorar.
Nerede bi'yerde okumuştum ama unuttum;
En acımazsız öğretmen hayattır, çünkü önce sınavı yapar, sonra dersi verir.
[Lan bu "blok alıntı" zamazingosunu da yeni keşfettim iyi mi, pühühü, ne acayip.]
Edit: [Ee tab tuşundan ne farkı var?]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder