13.01.2020

Hansar hoş, Hancısar hoş, herkes hoşsa devam edelim

Selam sana antik günlük,

Şu an oturmuş, bol miktarda bekleyen test yığınına bakarken, yahu niye bir blog yazısı yazmıyorum ki, evet evet, bence de, önce bir yazı yazayım da sonra bakarım işlere, aynen ya ulan çok güzel fikir, nasıl da güzel fikir geldi aklıma ya, diyerek aklımda ne yazacağıma dair hiçbir şey olmadığı halde (hiçbir bitişik yazılır günlük bunu hiçbir zaman unutma, sınavda çıkar bunlar) yazı yazmaya çalışıyorum.

Genelde bende öyle olur, fikir gelir sonradan...

Zaten hayatta da öyle, önce aksiyona geçmek lazım her zaman. Önce aksiyona geç sonra düşünürsün ne yapacağını. Biraz saçma oldu. Ama çok da değil.

Neyse, tepemden kafama kafama vuran klimayı "arkadaşlar kapattım bunu sonra tekrar açarız" şeklinde bir takım vaatler sunarak kapattım. Yoksa alimallah kafamda kalan bir kaç tel saçımı da dondurup pıt pıt kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilibilibongibongibong.

Tam aklıma bir şey gelmişti, gitti. Blog yazmayı özlediğimi fark ettim günlük.

Gelen toplantı davetini de "test yapıyorum şimdi" diyerek en beyazından pembe bir yalan ile reddettim. Yalandan korkmam yılandan korktuğum kadar. Çünkü yalan hayatın gerçeğidir, vardır, vakidir. Ama yılan öyle mi? cırt diye sokuverir adamı. Test mest de yapmıyorum mesela. Biraz mest yapıyor olabilirim. (Mest: Sarhoş [Farsça bir sıfat olan mest, TDK'ya göre sarhoş demektir.])

Karnım da acıktı.

Bir süreliğine bu yazıyı bitirmeyi düşünüyorum.
Bitirdim.

Hiç yorum yok: