19.11.2009

Yola çıkacakmış gibi bir halimiz vardı...

Dur hatırlamaya çalışıyorum, çünkü unutulacak gibi değildi sabaha karşı gördüğüm rüya.

Bilmediğim bir yerdeydim, hiç bir tanıdık bina, hiç bir tanıdık sokak yoktu. Yalnız değildim ama, ailemle beraberdik, gerçi hiçbirinin yüzünü görmüyordum ama orada yakınlarımda olduklarını farkediyordum.

Yola çıkacakmış gibi bir halimiz vardı, neresi meçhul. Eski bir köşke geldik. İki sokağın kesiştiği köşe bir yerdeydi. Büyük bahçesinin iki kapısı vardı, iki sokağa bakan. İlkinden girince karşıma bir mezar çıktı, üzerine basacakken durdum, etrafından dolaştım. Sağa doğru baktığımda büyük kahverengi tonlarında bir bahçe vardı. Bahçenin de ucunda diğer sokağa açılan bir kapı.

Kafamı kaldırdığımda üzerimden gökyüzüne yükselen uzun bir bina gördüm, yine kahverengi tonlarında, eski, panjurları tahtadan, çamlarından bazıları kırık, 3 katlı. Kapısına doğru ilerliyordum.

Evin kapısından girdiğimde sıraya dizilmiş konuşan kediler karşıladı beni. "Hoşgeldiniz" diyorlardı, sanki bizi bekliyor gibiydiler. Uzun bacakları ve uzun kulakları vardı. Kulaklarının uçlarında da püskül gibi tüyler. Nazik bir şekilde eve buyur ettiler. Birisi de üstümdekileri aldı. Merdiven vardı üst kata çıkan, bir kadın iniyordu aşağıya. Konuşmadan geçti gitti yanımdan.

Ama evde fazla durmadım, çünkü yola çıkacakmış gibi bir halimiz vardı. Ama yakınlardan otobüs geçmediğini söyledi kedilerden biri, bizi en yakın otobüs durağına götürecekti.

Yola çıkacakmış gibi bir halimiz vardı, ama uyandım.

Ve bu rüyaya en güzel fon olacak şarkı geliyor...

Geldi.

Hiç yorum yok: