bir "Monera'yla muhteşem mutfaklar" programında daha buluşmanın haklı gururunu yaşıyorum. (Aslında bu ilk "daha" falan diyerek olayı biraz dramatize biraz da fertilize ediyorum.)
Bugünkü yemeğimiz, evde yalnız kalan bekar erkeklerin aklını başından alacak güzellikte ama yapılışı da bir o kadar meşakkatli olan, "hazır döner".
Malzemeler:
- Hazır döner
- Tava
Öncelikle herhangi bir semt marketinden itinayla hazır döner'imizi seçerek işe başlıyoruz. Soğuk dolapta duran hazır dönerlerden kişiliğinize en uygun olanı seçmek tamamen size kalmış. İstediğiniz gibi seçebilir, istediğiniz varyasyonları yapabilirsiniz. Hatta kimi gastronomi otoriteleri bu konuda "birisine en uygun hazır döner aslında ilk gördüğüdür" şeklinde saçma da bir motto üretmiştir. İsterseniz bu mottoya dayanarak kaptı kaçtı sevgili modunda hazır dönerinizi alabilirsiniz.
Hazır dönerimiz, (bakın nasıl da sahiplendik) için gerekli olan tutarı kredi kartımızdan cırt diye çektirdikten sonra, kasa görevlisinin fişi uzatmasını bile beklemeden koşarak evimize doğru koşmaya başlıyoruz. Çünkü açız. Çünkü aşık olduğumuz o hazır döner artık ellerimizin arasında. Çünkü birazdan onu yiyeceğiz. İşte bu yüzden, sırf bu yüzden, koşarak eve doğru koşuyoruz.
Eve vardığımızda mutlu izdivacımızın önündeki tek engel, tava. Teflon tava.
Tavanın nerede olduğunu bulmak bir erkek için gerçekten uğraştırıcı bir süreç. (Deneyimlerimden biliyorum.) Bu nedenle benim gibi milyonlar (oha) telef olmasın diye şimdi şu anda burada açıklıyorum. "Arkadaşlar tava fırının içinde." Boş yere bütün dolapları indirmenize gerek yok.
Küçük ocağı yaktıktan sonra (evde küçük çaplı bir yangın çıkarmamak için küçük ocağı yakıyoruz) tavaya eser miktarda ayçiçek yağı koyuyoruz. (Evet gençler ayçiçek yağı. Paketin üzerinde yağsız tava falan dediğine bakmayın, yapışıyor meret, az da olsa yağ iyidir.)
Çok önemli not: Paketin üzerinde yazanlara asla itibar etmiyoruz. "Kızgın tavada 2 dakika" Izgarada 1 dakika" falan gibi cümleler sizi aldatmasın, yok öyle 2 dakika falan. Zorlu ve sancılı bir kızartma süreci sizi bekliyor.
Tavayı ısıttıktan sonra, dönerleri diziyor ve beklemeye başlıyoruz. Aralıklarla dönerlerin altına bakıp piştiler mi, ısındılar mı gibisinden takip etmekte fayda var. Pişmeye başladığını anladığımız anda diğer taraflarını çevirip aynı uygulamayı bu yüze de yapıyoruz. Ve işte. Etrafa yayılan kokulardan da anlaşılacağı üzere dönerler biraz yandı. Ama olsun. İdare eder.
Şuna dikkat etmekte çok fayda var, ikinci parti dönerleri ısıtırken, tava ilk seferkinden daha sıcak olacağından dolayı, ilk sefere göre pişirme süreniz farklı olacaktır. Pakette 2 dakika yazıyor diye 2 dakika tutarsanız falan Allah muhafaza bunları da yakarsınız dımdızlak kalırsınız.
Sonra tabak ve ketçapla servis ediyoruz. Afiyet olsun.
Bir sonraki Monera ile harika yemekler programında daha buluşmak üzere, (bak farkettin, programın adı yazının sonunda değişti, böyle işte bu kadar tutarsız program. :] )
Aa pardon not: Ama ben vejetaryenim diyen gençler, et yiyemiyorsanız domates yiyin.
2 yorum:
Hahahaaa :))) Hazır dönere bu kadar yazı yazdıysan kurufasulye pişirseydin kaç sayfa yazı okuyacaktık kimbilir?
Mutfak yazıların süpermiş, yaz böyle sen :)))
ehehehe :) ancak arada bir yazabiliyorum mutfak yazısı. şartların oluşması lazım :))
Yorum Gönder