Gecemizi şenlendiren şarkımızla başlayalım. Şarkımız “In Flames”ten geliyor “Delight And Anger”. Çok hoş şarkı. Evet başladık.
I can’t sleep.
Dün gece bu saatlerde hatmeylimin tepesine kurulmuş gerizekalı idiyot bir reklam baneri vardı, internette melodi şirketlerinden birinin. Hani şu muhteşem bir reklam fikri olarak sorular soran, tık tık soruları bilince hoop bilingo, al sana melodi, n’oldu, hem reklam oldu, hem melodin oldu, aman da gözlerim doldu. :)
Yarışma tanımına yeni bir boyut kazandıracak kadar harika bir anlayışın eseri olarak, şu beynimin sınırlarını zorlayan sorulara bir göz atmak istedim ben de. 3 aşamalı melodi seçme sınavının ilk aşamasına tıklamış bulundum.
Ve karşımda tir tir titreten bir soru vardı “i-pod nedir?”
Cevaplara bir göz atalım, zira o kadar kafa karıştıran bir soru ki 50:50 hakkı koymuşlardı.
Cevaplara bakınca tir tir titremekte ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım, çünkü cevaplarda doğru cevap yoktu :) :)
Bakınız beni dumura uğratan şu minicik kutucuk, ahanda screenshot’u aşağıda.
50:50 hakkımı kullandıktan sonra çok da emin olmadığım halde son kararım diyerekten, araba markası olmadığını biliyorum çünkü, (“bu aralarda i-pod diye bir araba çıkarmamış olsunlar lütfen” diye dua ederekten) olsa olsa “mp3 dinleyici”dir ne demekse? Dedim tıkladım. Vov bildim, acayip bir şekilde ikinci açamaya geçmiştim.
İkinci aşamadaki soru ise resmen beni olduğum yere çiviledi, sorusu olsun cevapları olsun, gerçekten üstü düzey bir soruydu, ve sanırım bunu bilemeyecektim. Keşke 50:50 hakkımı kullanmasaydım diye düşünüyordum ki, sevgili bilingo reklamcıları bu kadar zor soruyu herkes bilemez, en iyisi bir biraz yardımcı olalım memetali beğy diyerekten bir 50:50 hakkı daha vermişler, aman ne iyi etmişler, sağ olsunlar, var olsunlar.
İşte gördüğünüz gibi, hem nostalji öğeleri taşıyan, hem komedi unsurları barındıran, bir o kadar da genel kültüre hakim olunmasını gerektiren bir soruyla karşı karşıyaydım. Kullan yavrum 50:50’yi. Hımm. Yaniii. Zerrin Özer kadın onu biliyorum, soruda Şaban diyor. Şaban, erkek adı olmalı. Hımm, o zaman ben Kemal Sunal’ı seçiyorum evet o olmalı diyerekten yine çok da emin olmadan son kararım demiş bulundum. Voov, bunu da bilmiştim.
Ve yargı alanlında bir çığır açan, yarım yarım yarılmama sebep olan, krizler geçirtip krizantem’e sokan, şu muhteşem ileri zekalı geri soru ile karşı karşıya kaldım.
Evet, sanırım bunu bilemeyecektim. Artık yolun sonuna gelmiştim. Hayat artık eskiden olduğu kadar çekici gelmiyordu. Yalın bir hayal kırıklığı ve bomboş ellerimle, bu insanüstü siteden bir melodi indirememiş olmanın ezikliğini yaşayarak, gözyaşları içinde koşmaya başladım. Nayıııır… Nolamaaaz…
Evet sonuç, “In Flames – Sober and Irrelevant”
Daha sonuç, ben hâlâ internete giremiyorum.
Daha daha sonuç, uykum da geliyor gibi.
Daha daha kavuşmaz, nisan nisana karışır.
Dağa dağa nasılsınız?
Eh iyiyiz siz?
Eh biz de.
Eh iyi.
Hadi o zaman yeter bu kadar.
Evet internete girebildiğimi kanıtladığımız bu gönderiden sonra bir de şarkı gönderi o zaman ben size. Pazar pazar sabah sabah.
Doing Dıkşın Donga Bonga.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder