Yahu gece ne güzel yattım yani hiç alemi var mıydı sabah sabah bu ne ağrısı?
Evet bu iki cümleden de anladığımız üzere benim bugün dişim ağrıdı günlük. Nasıl bir dişti, neresi ağdırı, nasıl ağrıdı, neye benziyordu, falan bunlara girmiyorum. Standart bir diş işte.
Ama efenim bu dişçi koltukları yok mu o dişçi koltukları yok mu, o mu bu mu şimdi karar veremedim, bu diye başladım o diye bitirdim. Yok mu efenim işte onlar ah onlar, beni yakanlar onlar. neyse gereksiz yere uzatıyorum farkındayım. Yani bu da bir farkındalıktır. Aa bak ben bugün neyi farkettim birazdan onu anlatıcam sana günlük. Nasıl heyecanlandın dimi?
Efenim benim de nihayetinde normal insanlar kadar bir ağzım var, hatta belki biraz daha küçük bile olabilir. Bu da demek oluyor ki insanın iki elini birden buraya sokmak istemesi imkansız. Bakan anlar bunu yani," aa" der "yok girmez buraya iki tane el" der. Ama bu dişçi kızımız anlayamadı, oradan bastırıyor olmuyor, buradan bastırıyor olmuyor, bir de bana laf söylüyor, "açalım ağzımızı" lan açtık ya, daha ne açalım, bu kadar açılıyor benim ağzım, neyse şimdi tabi bunları kızın yüzüne haykırmadım. Ah işte insan nazik olmayagörsün.
Kanal tedavisi evet, yine bugünkü gündemimiz buydu. iki elini ağzıma sokup sokup elindeki o farklı kalınlıklardaki iğnelerle bastır Allah bastır, yardır Allah yardır.
Sonra o yetmedi, bir tane adam geldi, bu sefer ikisi birden 4 elle giriştiler ağzıma. Lan oğlum kızım delirdiniz mi n'apıyorsunuz? Zaten ağzımda bir boru, öte yandan biri o tarafa çeker, biri bu tarafa çeker, hart hurt iğneler. O arada bir de telefonum çalmaya başladı, hey Allah'ım ya, titreşimde bi'de, ulan uzanamıyorum ki cebime, ıh mıh yapıyorum, ah ağrıdı mı, acıdı mı, ok tamam biraz yavaş olun siz de bilmemne bey, yok bilmemkim hanım bunun tadı burada, lan durun lan telefon çalıyor alow, konuşamıyorum ki, anca ıh mıh. Zaten sustu o arada telefon da. Amaan dedim len burada canımla uğraşıyorum şimdi salla telefonu.
Sonra sonuç, "Efenim kanalları temizledik, ama iltahaplanma olabilir kökte, antibiyotik tedavisi diyoruz." "Antibayotik diyorsunuz." "Evet antibiyotik diyoruz. İlaç yazalım. Bir hafta kullanalım.""E n'apalım, yok hayır desem yapmayacak mısınız sanki? :] " "Yapacaz." "Karikatür müsünüz len siz?"
Ulan tamam ona da tamam. [Bir hafta bu geçici dolguyla gezecez yine neyse.]
Sonra işler bitti, paraları bayıldık tabi onsuz olur mu hiç. Sonra ben aldım elime faturayı yürümeye başladım. Binadan çıktım. Eczaneye gidiyorum. Yaklaştım. Yaklaştım. Yaklaştım. Hangi antibiyotiği alsam acaba diye içimden düşünürken bunun çok saçma bir düşünce olduğunu sezdim aniden. Ulan ilaç yazmadı bunlar bana. Oof of. Hadii gerisingeriye gittim kliniğe, yahu dedim siz bana ilaç yazmayacak mıydınız bilmemkim hanım? Aaa evet yazacaktım ya dimi, unuttum kusura bakmayın. [Hay ben size gelip de diş yaptıran beynimi çıkarıp da şu cayır cayır yanan asfalta atayım.] Ama işte başladık bi kere.
En başta bi'şey farkettim bak anlatıcam falan demişim ya, yeminlen unuttum ya. Yoksa vallahi anlatacaktım. O anda aklımdaydı, sonra yazarım dedim unuttum. :]
Böyle işte günlük. Ev ahalisi beni terkedip evden kaçmışlar gün içinde, eve geldim ki ah bir yemekler, bir yemekler, aman da bir yemekler, aman aman bir yemekler. Yemek var oğlum işte neyi büyütüyorsun. :]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder