4.07.2009

Turtalı Dizili Saatli Şarkılı Ortaya Karışık

Sevgili günlük, geçen gün ne farkettim biliyor musun, diyeceksin ki yine ne acayip şeyler farkedip duruyorsun gene, ama işte duramıyorum. Bak ne farkettim. Bu "Mariya Keri" var ya, hani şarkıcı. Evet geçen gün bu kadına acayip gıcık olduğumu farkettim. Ya böyle bir embesil yanı yok mu ya bakışlarında falan, ya da bana mı öyle geliyor?

Sonra misal bir de "Biyons"

Neyse geçiyorum. Geçtim.

Sevgili günlük, annem kendini aşarak bir tepsi elmalı turta yaptı az önce, evet, yanlış duymadın tepsi. Yani daha önce de elmalı turta yapmıştı ama bu seferki resmen börek yapılan tepsilerden efenim, hani böyle davul fırınlar vardı eskiden onun içine konurdu, çevrelesen ellerin kavuşmaz öte tarafta, öyle böyle değil. Nasıl bir sevinç kapladı içimi, resmen bin atlı o gün akınlarda çocuklar gibi şendik yani ve gittik koskoca bir orduyu yendik anam anam.

Konuyla direkt bağlantılı olması açısından, sabahleyin Puşing Deyziz'i izledim. [Çok bi' bağlantılı olamadı sanki.]

Bugün azim ettim, bilgisayarımdaki tüm dosyaları düzenledim günlük, bir alınan dosyalarım klasörüm varmışki efenim hafazanallah resmen baksan alınırsın yani, ulan dersin ne biçim dosya bu dersin. Alına alına alınacak yer kalmamış dersin. Dersin de dersin, vay anam dersin. Delilo delilo destane.

Havaymetyormadır var ya günlük, ben o diziyi pek seviyorum bu arada laf açılmışken. [Laf açılmışken?]

Müzikler uğraştırdı ama bayağı, sağlam geldiler yani. Belgeler de birbirine girmiş, masaüstü desen yine masaüssü kıvamındaydı, arkadaki resim görükmüyordu yani o derece, evet görükmüyordu. Görükmemek. Görükme. Görük. Görk.

Masaüstü resmimi bile değiştirdim, o kadar ilgilendim yani bilgisayarcığımla bugün, hatta abartıp bi' söküp takayım tozunu mozunu alayım dedim de saati erken zannedip, meğersem saat durmuş duvardaki. Piyu saat kaç olmuş günlük, ohaşimatsu 20:35 mi yazıyor orada? Halbuki bak duvara saat daha 16:00. Ben de diyordum havalar da ne kadar erken kararmaya başladılar artık diyordum. Abarey.

Sonra babamın zoruyla saatin pilini değiştirip, yine babamın zoruyla ortadan bıraktığım bitmiş pili ortadan kaldırdım. Evet efenim zorlamayla çalışıyorum ben.

Şu evdeki saat ayarlama anlarında ciddi mânâda zaman bunalımı yaşıyorum günlük, çünkü evdeki hiç bir saat birbirini tutmuyor. Televizyonun üzerindeki saat [evet bizim televizyonun üzerinde saat var, buradan da anlıyoruz ki bizim LCD TV'miz yok, vay yavrum çıkarsamalara gel] o saat 20:45'i gösteriyor, mutfaktaki saate bakıyorum, 20:55'i gösteriyor. Gelip bilgisayara bakıyorum 20:40'ı gösteriyor, cep telefonuma bakıyorum 20:46'yı gösteriyor, Allaaah'ım saat kaç?!

Madem öyle bunu da 20:50 yapıyoruz. Böylelikle evdeki bütün saatler birbirinden 5'er dakika farkla çalışıyor. Bu bir tutarlılık mıdır? :]

Kapatırken, sana bir Cumartesi gecesi şarkısı ilave ediyorum günlük. Bak mesela ekliyorum deyince oluyor da ilave diyorum deyince olmuyor mesela burada, çok garip değil mi? :]

"Drowning Pool" söylüyor. "Shame" diyor. [takıldığım yegane şarkılardan biri günlük bugün]

"You know i'll lie agaaiin!
You know i'll try agaaiin!
My words, ripping, tearing, straight through you..."


Hadi hayrını gör...

Hiç yorum yok: