24.08.2009

<-- backspace

Düşününce, bu kadarını kontrol edemem diyor insanoğlu ve bırakıyor akışına, vuruyor gelişine, ister gol olsun ister aut. Sen istersen avut hâlâ kendini güzel vuruştu diye, yenildik ama ezilmedik de. Sonuçta kimse kazananı da hatırlamıyor gün geçtikçe, ezilsen de ezsen de. E o zaman kazansan da kaybetsen de aynı bokun içinde debeleneceksen, neden? Sırf geçen yıllar bir çizik daha atsın diye mi suratına tüm bu koşturmaca? Ki koşan da yok aslında. Labirentte peynir arayan deney fareleri gibiyiz yavaş yavaş yürüyen, bulduklarıyla yetinen. Zaten zamanla unutuyor insan asıl amacının peynir bulmak değil de labirentten çıkmak olduğunu. Düşününce hatırlıyor. Çıkışın yolunu her gece çiziyor suratına. Ama sabah kalkınca siliyor. Ve diyor, zaten buradan öyle kolay kolay çıkış yok ki, hem daha bulunacak peynirler var, belki bu sefer ezine. Sabah uyanma zorluğu çekmen kalkıp da aynaya bakmak zorunda olduğundan olabilir mi?

Hiç yorum yok: