Sevgili günlük, az önce kahve içerken kravatıma kahve döktüm, sakar mıyım neyim ben ya? Allah’tan koyu renk kravat da gözükmüyor fazla, bakiym, aa evet hiç gözükmüyor hatta. Ahaha dur o zaman bir daha dökeyim. Kehükehü.
Bu saatlerde iyice zıvanadan çıkıyorum yeminlen, kafa kalmıyor azizim, tam formatlama dakikaları bunlar. Zıvanadan çıkmanın 3 tane anlamı varmış bu arada; 1.Çok sinirlenmek, 2.Aklını yitirip çılgınlar gibi davranmak, 3. Denetlenemez duruma gelmek. Evet ben denetlenemez buruna geldim sanırım. Çünkü bak duruma yazacağıma buruna yazdım, daha n’olsun. İyilik saalık.
Sanki ağzım yırtık gibi valla, fark etmeden fışt diye yandan kayıverdi, aha dedim gitti gömlek, hay bin köpekbalığı dedim, tüü dedim, lan gitti güzelim gömlek dedim. Aha dedim, ulan senin içeceğin kahvenin 40 yıl hatırı olmaz dedim, zaten neskafe içiyorsun dedim, tüü dedim, dedim de dedim. Aaa bir de baktım ki, gömlek eskisinden daha mavi. Her şey kravatın üzerinde. Her şey dediğim de sanki tüm kahveyi dökmüşüm gibi konuşmayayım, yahu bir, iki, hadi bilemedin üç damla belki, o da yani hadi bilemedin diye.
O zaman da düşünmeden edemedim bu kravat var ya bu kravat, büyüklerin mama önlüğü olsa gerek. :]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder