Dün geceki rüyamızda sevgili günlük, Adana'dayız. Biliyorum, çok saçma gelebilir, çünkü hayatımda sadece 1 kere gittiğim bir şehrin orta yerindeki parkı bu kadar net rüyamda hatırlıyor olmam beni cidden sabah uyandığımda bayağı ürkütmüştü. (Yok lan ne ürkücem :] )
Sülalecek toplanıp Adana'ya gitmişiz, şimdi tam nerede olduğunu hatırlamamakla birlikte, kapalı bir stadyumun karşısında bir park vardı sanki, tam yerini bilmiyorum, etrafına yüksek lüks apartmanların olduğu, içinde palmiyeler, fıskiyeler falan. Zaten gerçekte gittiğimizde de o parkta bir turlamıştık sülalecek Japon turist modunda. İşte o parktayız.
Sonra efenim halamın oğlu geliyor uzaktan, bakıyorum bi' farklılık var, lan saçları var. Anaa ne saçı ya bunlar, yoktu saçları bu abimizin. Abi hayırdır falan diyoruz, ektirdim diyor. Lüle lüle saçlar. Hey maşşallah diyoruz, sonra hadi gidiyoruz diyor, nereye gittiğimizi bilmeden yola düşüyoruz. (Bu olayın gerçek hayattaki yansımasında Yüzevler Kebapçısına gitmiştik, ama hala oğlu yoktu, ne alaka şimdi.) Sonra da mutfaktan gelen çay kaşığı şıngırdamalarıyla uyanıyorum.
Gördüğümüz kadarıyla hiçbir anlam bütünlüğü olmayan, neye delalet ettiği de tam olarak anlaşılamayan bu gariban rüya için sevgili bilinçaltıma yüzevlerce kere teşekkür ediyorum. :]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder