3.08.2010

Barburian

Karpuzun bünyemde acayip alkolik [?] bir etkisi var günlük. Bir de müziğin. N'oluyor bak söyliyeyim, ya da söyleyeyim, söyliyeyim yanlışmış çünkü, o yüzden söylimiyeyim söyleyeyim, bak gördün mü, bayağı bayağı sarhoş gibiyim ben. Hiheyt, elleşmeyin öpebilirim.

Barburlar geldi bugün nihayet. barbur nedir?

Peki onu bunu bırakalım da, insanımızın yeni ayakkabı gördüğünde şöyle ayakkabı eksperiymiş gibi eline alıp, bir evirip çevirip, ayakkabıyı ikiye katlamak suretiyle ebesine tecavüz etmesinin mantığı nedir hala anlamış değilim günlük. Tamam gördük, esnek ayakkabı, tabanı falan yumuşak, da, hayır sen neden düğüm atmaya çalışıyorsun ki ayakkabıyla?

İnternetten Barbour alacak olanlara süpersonik not: 1 numara büyük alın. Ben öyle yaptım şimdi çok sevişiyoruz kendisiyle. Hatta 1 numara daha büyük bile alınabilirmiş, o zaman daha da bi' rahat olabilirmiş, etti mi 2?

Şimdi bana mahzun mahzun bakan 20 liralık çakma konverslerimi aldatmış gibi hissetsem de, ikisini bir arada idare edebilirim gibi geliyor. Hele şunları bir milli edeyim de. Yürüdükçe daha çok açılırlar diye umuyor ve bu yazıyı burada bitiriyorum.

- Nayır, ben bitti demeden hiç'bişey bitmez.
- Sen de kimsin lan?

Hiç yorum yok: