16.09.2019

Her buz kendi suyunda erimeye mahkumdur

Selam sana güzel günlük, nabersing?

Geçen gün arkadaşlarla Elenktrik Savaşları filmine gittik, güzel filmdi. Aralarda çıkan fil göndermeleri ve fil videolarını anlamadım ama olsun, sonuçta herşeyi anlamak da gerekmiyor öyle değil mi? Her şey bitişik mi yazılırdı ayrı mı yazılırdı şu an tam olarak hatırlayamıyorum, çünkü bu yazıyı yazarken bir yandan test yaparken bir yandan da bekliyorum.

Daha öncelerden çok öncelerden yazdığım bir yazıda aşağıdaki lafa rastladım;

"Bilgiçlik masumiyeti yok eder!"

Ne kaddar gaddar bir laf. Şaka şaka gaddar değil tamamen fonetik olarak attım. Çok güzel laf ya, arada bunu hatırlamam lazım. Tevazu önemli şey.

Bir de şu laf var;

"Her buz kendi suyunda erimeye mahkumdur!"

Tam olarak anlamı olmasa da ve "ee yani başka ne olacaktı ki" gibi konuşmalara gebe olsa da güzel laf. Sırf insanda kafa karışıklığı yaratıp düşünceleri sevk ettiği için bile güzel. Neden? Çünkü düşünmek güzeldir.

Son zamanlarda insanların hiç düşünmediğine şahit oluyorum. Sen de oluyor musun sevgili günlük?

Bir nesli magazin programları ve zengin aşiret dizileri yiyip yutmuştu, şimdikini de Youtube yiyor. Tamam ilk 3 gün ben de destekledim de bu yutubdur, tiviçtir falan ne hale geldi çok afedersiniz aq.

"Ama çok kaliteli içerikler de var onları izle sen de" dediğinizi duyar gibi oluyorum da, yine çok afedersin de aklını kendine saklamaya ne dersin? Ya da o kadar çok aklın varsa bunu bilime sanata kültüre harcamaya ne dersin, hatta şu an buradan ziktirolup gitmeye ne dersin?

Neyse gereksiz yükseldim, gitme gitme tamam.

"Cahilliğin ve görgüsüzlüğün yükseldiği yerlerde insanların gölgeleri uzamaya başlarmış." şaka lan şaka böyle bir laf yok, ben uydurdum az önce. Ama bence mantıklı, güneş batarken gölgeler uzar çünkü.

Olm karnım çok ya.

Olm karnım çok ya değil, olm karnım çok aç yaa...

Sabah da kahvaltı yapamadım, çok afedersin soktumunun İstanbul trafiği yüzünden iş yerine sürekli geldiğim saatten 15 dk geç geldim, bu da bana kahvaltıya mal oldu. Mutlu musun İstanbul ha, mutlu musun? Kıyarım olm sana.

Eskiden "okumadan yazdığım zamanlarda" daha rahat yazdığımı farkettim. Bu zikik twütter gündemini takip etmek insanın beynini gerçekten bitiriyor, kanalize ediyor, kanalizasyon ediyor.

Buradan siz değerli okuyucularıma naçizane önerim şudur; okumayın.

Kedi mamalarına da zamming. Ya sayın "hangisi ilgileniyorsa o bakanlığı" kedilerimize ithal mama alamıyoruz. Napalım yani mama bulamıyorlarsa pasta mı yedirelim. Pasta şekerli bir kere. Kediye ver pastayı ondan sonra Mortingen Strasse. (Yazar buradaki pastanın aslında o pasta olmadığını biliyor hemen artislik yapmayın) Şu işe bir çare bulun, vergisini mi indiriyorsunuz napıyorsunuz bilmem, sonuçta yatlardır matlardır elmasdır melmaslardır bunların vergisi gibi şu ithal mamalarında vergisine bi el atın yavrucaklar aç açıkta sefil lümpen lümpen geliyorlar evin içinde.

Neyse ne diyorduk, evet, evde iki tane kedim var, yavrik yavrik takılıyorlar, sırtıma falan zıplıyorlar, sırtımı "malkoçoğlu'nun kırbaç yemiş sırtı gibi" çizikler içinde bırakıyorlar, evin her yeri kıl tüy, mutfak dolaplarının üstüne de çıkmaya başladılar, ben de ithal mama alıyorum bunlara.

Uzatıyorum, acayip uzatasım var, karnım aç, işim de çok...

Şu T-Rap kadar çöp bir akım daha yoktur herhalde, ya da belki de olabilir emin değilim, ama T-Rap kadar boş bir tarz daha görmedim herhalde, ya da belki vardır emin değilim, ama T-Rap kadar çakmasyon şarkılar başka bir müzik akımında yoktur herhalde, ya da belki de vardır emin değilim, ama.

Gündelik hayatta karşılaştığın şeylere bak, kolay yoldan meşhur olmuşların mozolesi gibi...

Hiç yorum yok: